Korozyon ; kelime anlamı olarak Latince “Yemek veya Parçalamak” anlamına gelmektedir.
Genel anlam olarak korozyon “bir malzemenin kimyasal, elektro-kimyasal veya malzeme ve çevre arasındaki metalürjik etkileşim yoluyla normal işlevini yerine getiremeyecek şekilde yıpranmaya maruz kalması” olarak tanımlanabilir. Gelende bu yavaş fakat sürüp giden bir karakterde oluşur. Bazı durumlarda korozyon etkileri ince yapışkan bir film şeklinde sadece metali lekelemek suretiyle ortaya çıkar ve takip eden korozyonu geciktirici bir etkiye sahip olabilir. Çoğu durumda ise korozyona uğrayan ürün iri ve gözenekli bir yüzey karakterine bürünür ve korunmasızdır.
Korozyonun temel nedeni metallerin arıtılmış saf formlarında kararsız olmalarından kaynaklanmaktadır. Metaller daima doğada bulundukları şekildeki formlarına tekrar geri dönme eğilimindedirler.
Elektrokimyasal Korozyon : Metal ve alaşımların sulu ortamda bozunmalarıdır. Elektrokimyasal korozyon mekanizmasında, elektron alışverişi ara yüzeyde meydana gelir. Bu mekanizmanın gerçekleşebilmesi için; aralarında potansiyel fark bulunan malzemelerin aynı ortamda olması ve elektron akışının sağlanabileceği bir elektrolit olması gereklidir. Elektrolit ,asit ,baz ve tuzların sudaki çözeltileridir.
Çelik bir sacın yüzeyini kalay (Sn) ile kaplandığında, kaplama tabakasının altında kalan çelik sac korozyona uğrar. Bu durumda, çelik sac anot, Sn ise katot olarak davranmaktadır. Oluşan anot katot reaksiyonu sonucunda çelik sac korozyona maruz kalır. Çelik sacın yüzeyi çinko (Zn) ile kaplandığında ise çelik sac katot, Zn ise anot olarak davranır ve Zn kaplama tabakası korozyona uğrar. Bunun nedeni galvanik seride Zn’nun potansiyelinin çeliğe göre düşük olmasıdır.
